Dereyi geçince süpermarket arabasını gördüm
ilk. Ortalık yerde, başıboş. Temiz otel havlularıyla dolu. Onu öylece bırakanı
da biraz ileride. Beyaz şort, beyaz tişörtü içinde kavruk bedeni esmer, belki
30’larında, belki 40’larında bir adam. Elindeki cep telefonu döne döne bağrına
saplanan zehirli bir hançermiş gibi iki büklüm. Telefona, bastırılan bir
haykırış gibi gelen soluk soluğa, kesik kesik iniltilerle cevap veriyor,
doğruluyor, telefonsuz kolunu havaya kaldırıp inliyor, nereye gitsin bilemez
bir halde dört bir yana atılıyordu. Karşı taraftaki kişi yangına kova kova benzin
dökermiş gibi, her söylediğinin ardından acının perde perde yükseldiği bir
felaket haberi.
Anası mı?
Babası mı?
Yavrusu mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder