23 Haziran 2020 Salı

YATAN VAR MI?


Deniz dönüşü, şezlonglarının internette dilden dile dolaşan aylık kirası ortalama bir ailenin 5-6 aylık geçimine yeter butik otellerden birinin önünde mütevazı bir aileyle karşılaştım. Başörtülü genç kadın ile kocası, 8-10 yaşlarında biri kız, diğeri dünyayı feleğin çemberinden önce sanal alemde öğrenen bilmiş bir oğlan.

Beyaz üniforma ve maskeli personel bir iki haftadır beyaz şemsiyeli iskeleyi hazırlıyor. Arkasından yol geçen bir tuhaf köşe değil de burası, lüks bir gezi vapurunun pruvası sanki. Zakkumlu saksılar, sınır halatları vesaire ile ayak altında mahrem bir alan algısına çalışılıyor. Personel düşen yaprakları teker teker topluyor, minderleri düzeltiyor, bir daha düzeltiyor. Kullanılmadıkça boşlukta bayatlayıp arkasını açık eden profesyonel tebessümlerini de fark ettikçe düştüğü yerden topluyorlar.

Kadın, kafasını saksıların arasına uzatan oğluna “Yatan var mı?” dedi. Tek soruda bin tanesini barındıran bir tavırla.

Yok, dedi oğlan, daha kimse yok.

*
Öyle bir param olsa orada yatmazdım dediğimde bana gülüyorlar.

“Deli misin?! Görülmek için veriyorlar o parayı.”

*
Sudan çıktığımda elinde torba, kumlara atılmış çerçöpü toplayan bir hanım, “Ne kadar uzun kaldınız. Bir süre sonra bakıp göremeyince merak ettik” dedi gülümseyerek. Doğru. Kıyıya paralel epey uzaklaşıyorum. Ama beni ve geldiğim aileyi ne bilsin tabii.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder