Yaz geldi. İnsanlar sıkıldı. Ekonomi daraldı.
Dünyaca salgını üzerimizdeki ekmek kırıntısı gibi silkeleyip açılıyoruz.
Kaygıya anca ayak uydurur olmuşken bu ani ve
kitlesel sahne değişikliği bende hafif bir sersemlik yaratıyor. Bir tarafa hızla
karıştırılırken kaşığına birden yön değiştirilen çayda bir tane gibi
hissediyorum kendimi.
Bizi tek bir fanus altında toplamış en azından
başlığı tek bir tehdidin ön plandan düşmesiyle konular yeniden çil yavrusu gibi
dağılıyor. Sahneyi ABD’yi sallayan protestolar, toplumsal-kişisel
endişeler ve hareket dolduruyor. Dekor da gamsızlık, kaygısızlık esinleyen
güzelim yaz.
Durun, durun diye sesleniyorum gerilerden.
Neydi, ne oldu?
Bize alev saçan, saçmaya da bir iki yıl devam
edecek bir ejder gibi anlattığınız şey süngüsü aniden düşüp ehlileşen bir
yusufçuk mu oluverdi? Yoksa zaten öyleydi de kıçına bakan maymun paniğine mi
boğdunuz bizi?
Onca sayım döküm, rakam peki? Baştan beri
bağırtısıyla çok da ilintili görünmeden aynı minval üzerinde sürüp giderken
hükümet kararıyla mı konu olmaktan çıkarıldı? Aslında ne oldu? Aslında ne
olduğunu hiç öğrenecek miyiz?
Ardından kafamı kaşıyarak koronavirüse
dönüyorum.
Sen bu işten bir şey
anladın mı?
Neydim ne oldum diyor musun? Ben neymişim be
abi diye şişinirken neredeyse virüs yerine konmaz olacaksın. Baksana, insanların
ilgisi dağıldı gitti -gerçi yine de gurur duyabilirsin; o oynak ilginin bir şey
üzerinde bunca durabilmesi az değildi. Ama kitle alışıklığı sürü bağışıklığının
önüne geçti bile işte. Şişirilmiş bir anlatıdan ibaret idiysen sana, değilse
bize geçmiş olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder