1 Ekim 2018 Pazartesi

İLLUMİNATİ

Sohbet güzeldi. Uzun sürdü.

Sonunda yattığımda uykum kaçmış, sabaha karşı ancak dalabildim. Birkaç saat içinde de alarmdan önce uyandım.

Yarın yola çıkıyorum. Bir arkadaşım, bu sabah için, şoförüyle erkenden gönderse ufak bir şeyi gideceğim yere iletebilir miyim diye sormuştu. (Ortak arkadaşımızın onun evinde kalmış şarj aleti. Bir buluşmamızda elden ele geçmiş, sonra da kanepenin minderleri arasına girip temizlik gününe kadar gözden kaybolmuş.)

Ağır bir kafayla yataktan kalkarken aklımdan bir rüyanın hızı ve tek bir ana dünyayı sığdırıcılığıyla geçti: İlluminati!

Şimdi, uykulu uykulu kalkıp şoförden yoldan geçerken vereceği paketi almak için dışarı çıktığımda yokuştan hızla inen bir motosikletin altında kaldım diyelim.

Sakat kalsam ben, ölsem yakınlarım, en yaygın insani eğilimlerden birinin çekimine kapılır, buna tek (o olmasa da ana) bir neden arar, hiç de zorlanmadan baktığımız yönde bir tane bulur, ona dört elle sarılırdık.

Gece sözü uzattıkça uzatan konuk.

Yarın çıkacağım yol.

Arkadaşımın buna denk getirdiği ileti.

Alacağım diye uykusuz kaldığım şarj aleti.

Onu en son kullanırken kanepenin iki minderi arasına düşecek şekilde bırakan kişi…..

Sabahın körü şehrin öbür ucuna varacak motosiklet sürücüsü. Ve onun tarafından görüldüğünde dört bir yana sınırsızca genişleyen nedenler salkımına eklenecek diğer bir salkım.

Basit görünümlü tek bir olayda nedenler böylesine dallanıp budaklanırken konu bir ülke, bölge, dünya gibi dipsizce karmaşık, öngörülmez bir yapı, dinamik olduğunda olmuş, olan, olacak her şeyin altında tek başına bir

İlluminati, CIA, neoliberalizm vs arayıp bulmak ve kendine bakmayı, payının sorumluluğunu bilmeyi bıraktığın gibi arkana yaslanmanın şu veya bu ölçüde çöp adam çizimlik sığlığı o tek bir rüyamsı anda çok komik geldi.


Kıkır kıkır güldüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder