Sohbet güzeldi. Uzun sürdü.
Sonunda yattığımda uykum kaçmış, sabaha karşı ancak
dalabildim. Birkaç saat içinde de alarmdan önce uyandım.
Yarın yola çıkıyorum. Bir arkadaşım, bu sabah için,
şoförüyle erkenden gönderse ufak bir şeyi gideceğim yere iletebilir miyim diye
sormuştu. (Ortak arkadaşımızın onun evinde kalmış şarj aleti. Bir buluşmamızda
elden ele geçmiş, sonra da kanepenin minderleri arasına girip temizlik gününe
kadar gözden kaybolmuş.)
Ağır bir kafayla yataktan kalkarken aklımdan bir rüyanın
hızı ve tek bir ana dünyayı sığdırıcılığıyla geçti: İlluminati!
Şimdi, uykulu uykulu kalkıp şoförden yoldan geçerken
vereceği paketi almak için dışarı çıktığımda yokuştan hızla inen bir
motosikletin altında kaldım diyelim.
Sakat kalsam ben, ölsem yakınlarım, en yaygın insani
eğilimlerden birinin çekimine kapılır, buna tek (o olmasa da ana) bir neden
arar, hiç de zorlanmadan baktığımız yönde bir tane bulur, ona dört elle
sarılırdık.
Gece sözü uzattıkça uzatan konuk.
Yarın çıkacağım yol.
Arkadaşımın buna denk getirdiği ileti.
Alacağım diye uykusuz kaldığım şarj aleti.
Onu en son kullanırken kanepenin iki minderi arasına
düşecek şekilde bırakan kişi…..
Sabahın körü şehrin öbür ucuna varacak motosiklet
sürücüsü. Ve onun tarafından görüldüğünde dört bir yana sınırsızca genişleyen
nedenler salkımına eklenecek diğer bir salkım.
Basit görünümlü tek bir olayda nedenler böylesine
dallanıp budaklanırken konu bir ülke, bölge, dünya gibi dipsizce karmaşık, öngörülmez
bir yapı, dinamik olduğunda olmuş, olan, olacak her şeyin altında tek başına
bir
İlluminati, CIA, neoliberalizm vs arayıp bulmak ve kendine
bakmayı, payının sorumluluğunu bilmeyi bıraktığın gibi arkana yaslanmanın şu
veya bu ölçüde çöp adam çizimlik sığlığı o tek bir rüyamsı anda çok komik
geldi.
Kıkır kıkır güldüm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder