Soğuk algınlığından yatak döşek oluşumun gecesi babamın
yaptığı bol acılı, naneli pirinç çorbasıyla toparlanır gibi oldum. Sabahı,
Patanjali’nin İçsel Özgürlüğün Yolu’nu
getirdi.
“Okumuş muydun?”
Evet, çeyrek yüzyıl önce. Babamınsa başucu kitabı
olduğundan ayrılıp kopan sayfalar yeniden ciltlenmiş. Kırmızı kalın karton,
başlığı altın yaldızlı.
“68. sayfayı yeniden oku.”
Peki.
“Şayet birisi bize zarar verirse veya bizden nefret
ediyorsa, ilk içgüdümüz ona nefretle ve kötülükle karşılık vermek olacaktır.
Ona kötülük yapmakta başarılı da olabiliriz. Ama böylelikle kendimize çok daha
fazlasını yapmış oluruz. Çünkü içimize ektiğimiz kötülük ve nefret tohumları
zihnimizi şaşkına çevirir. Bu nedenle, başkalarından gördüğümüz zararlara karşı
ilgisiz kalmaya çalışmalıyız. Yapılan kötülüğün ötesine geçmeli ve o kişiyi
bize karşı bu şekilde davrandıran nedeni keşfetmeye çalışmalıyız. Böyle
yaptığımızda, çoğu kez, onların durumlarını bir dereceye kadar kendi yanlış
yargılarımızla değerlendirdiğimizi fark ederiz. Saldırganla kurbanı, katil ile
maktul arasındaki ilişki, her zaman basit bir suçluluk ve masumluk olayı
değildir. Belki her iki tarafta da tahrik unsuru vardır ve zarar gören aslında
suçlu da olabilir. İnsan kardeşlerimize karşı yaklaşımımız, Hindu keşişlerinin
ilk yeminleri arasında yer alır: ‘Sinekler pisliği, arılar ise balı arar.
Sineklerin niteliklerinden uzak durup arılarınkini edineceğim. Başkalarının
hatalarını aramaktan vazgeçip sadece iyi taraflarını görmeye çalışacağım.’ Bu
kural, hepimizin kabul etmesi ve uygulamaya çalışması gereken en önemli bir
prensiptir.’”
Sayfanın büyük bölümü bu. Meğer sonunda açılan yeni konu
imiş okumamı istediği.
“Zihin, soluğu
tutma ve soluk verme yoluyla da sükûnete kavuşabilir.”
“Sabah geldiğimde meditasyon yapıyordun da o bakımdan.
Bence senin o konsantrasyon yeteneğinle meditasyona ihtiyacın yok.
Konsantrasyon doğal olarak nefes kontrolüdür.”
Aynı fikirde olmadığımız çok.
Dün gece “Bir tür komposto yaptım, bilmiyorum dener misin”
diye getirdiği deneyimle de (o deney yerine böyle der) midem şiddetle
zıtlaştı. (Eritilmiş bitter çikolatada pişirilmiş kuru kan üzümlerinden
oluşuyordu.)
Birlikte nice 68 sayfalara baba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder