Sakıp Sabancı Müzesinde Zero’nun ardından hareketin
kurucularından Heinz Mack’ın sergisi açılmış: Sadece Işık ve Renk.
Zero’yu çok sevmiştim. Mack ile içim onların hayata
bakışı, dokunuşu ile yumuşamaya, açılıp genişlemeye kaldığı yerden devam etti.
Bill Evans caz için “Analiz etmeye kalkıyorlar, oysa
müzik duygu işi” demiş. Mack ile de bir kez daha öyle oldu. Kafayı, kıyaslamaları,
sevdiğin şeylere yaklaştırmaya çalışmayı, benzetmeleri filan bırak bir yana,
dolaysızca içine çek.
Turuncularla şenlen, türkuazda sana şu an tam da gerekeni
bul, o tuhaf kadifemsi kobalt mavilerin içine düş, heykellerin türlü türlü taşına,
Sahra kumundan rölyeflere, tablo zeminlerine gözlerinle dokun, ısıt, ısın, hareketli
ışık enstalasyonlarının dönerek evrilen gölgeleri arasında kaybol, çöle
dikilmiş yansıtıcı yüzeylerin hayaliyle kendinden geç.
Hafifle, yüksel.
Devam etme azmin körüklenmiş, sadece ışık ve renkle dolup
doymuş, dışarı, güzelim havaya çık.
Çeri çöpü, şiddeti, çılgınlığı.. evet, hayat bunlar da ve güzel, de.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder