Seyrin bir yerinde bir bakan ve gören var. İşaret
parmağını hiçbir durumda gözüne sokmayan, sesini yükseltmeyen, gördüklerini sözcükleri
bile kullanmadan ileten bir yanın. Hep de orada fakat kafanın içindeki
cazgırlığın ötesinde kalıyor.
Sakinleştiğinde, mesela doğada, zihnin yatıştığında seni
çırılçıplak sana gösteriyor. O kadar yansız, doğrudan ki utanıp sıkılmadan,
üstünü örtüp savunmadan, tabanları yağlamaya kalkışmadan ilettiğini “alıyorsun.”
Yalın, her türlü yapaylıktan uzak, doğal bir iletişim.
Dışındaki karşılığını belki bir ömür arasan bulamayacağın etraflılıkta.
Onun usul, kuşbakışı görüşü hayatı kendi ellerinle ne
kadar gürültüye boğduğunun da hatırlatıcısı.
Değişim tepeden (telkinler, bastırmalar vesaire ile)
değil, onunla temastan başlayarak geldiğinde enerjisini, şevkini beraberinde
getiriyor. İçten dışa doğru işliyor. Kat ettiği katmanlarınla doğal bir
mutabakat sağlıyor. (Demokrasinin iyi bir resmi.) Dokunduğu şeyleri hiçe sayan,
baskıcı, sıkıştırıcı, nefesi kesici zorba, dolayısıyla da ilk fırsatta geri
tepmeye mahkum sıradan iradenin yerini gönüllülük alıyor.
Ne olursa olsun koyulduğun bu anlama ve değişim yolunda
yürüme kararlılığı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder