14 Aralık 2011 Çarşamba

POLARİZE

Fotografa gönül verdiyseniz hakkını da vermeye meylediyorsunuz.

Gidip filtreler aldım. Işığı alışılmıştan farklı süzüp gözü kapıldığı rehavetten silkeleyerek çıkaracak renkli şeyler. Ama asıl, bir polarize filtre ki az tutmamış parasına döne döne değiyor (çevrilebilen halkasıyla koyuluğunun ayarlanabildiği düşünüldüğünde kelimenin tam anlamıyla!).

Düz yüzeylerdeki yansımaları, aşırı parlamaları emiyor bu filtre. Işığı sıkılaştırıp yoğunlaştırırken görüntüyü netleştiriyor. Güneş vurmuş deniz, ışık alan camlar, yaygın ışıkla doygun gökyüzü, şaşaasından, görsel laf kalabalığından ayıklanıyor. Bin bir yansımanın aradan çıkmasıyla özne nasılsa öylece ortaya çıkıyor. Konu temiz, fazlalıksız, doğrudan bir ifade buluyor.

*

Çevirmekte olduğum kitabın yansıtmalara ayrılan “göbeği” çağrıştırdı. Şu polarize filtrelerin insan ilişkilerindeki dengi de varlığına değer.

Gemi azıya alan parlamaların, yansıtmaların kesilen önü. Yansıtma dediğiniz, kendiniz için arzuladığınızı ya da kendinizden beklediğinizi karşınıza ilk çıkan uygun taşerona havale etmek olarak özetlenebileceği için de, bununla alevleniveren tutkunun (peşi sıra gelen kaçınılmaz düşüşlerle birlikte) oyun dışı bırakılması.

Evet.

Bir insanı kendinizi, yansıtmanızı aradan çekerek seçmek, görmek, sevmek.

Temiz. Fazlalıksız. Doğrudan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder