29 Nisan 2023 Cumartesi

GÜNAH KEÇİSİ

Ülkenin halinden konu açıldığında (lafın gelişi, yoksa konu kapanmıyor) dokunulan cılk yaraymış gibi yükselen refleks feryat değişmiyor:

“Bunlar geleli!.”

Tepkinin değişmezliği beni tepkinin nesnesi kadar ürkütüyor.

Günah büyük, keçi azman ama tüm musibeti iktidarla başlatıp bitirmek ilerisi için beni karamsarlaştırıyor. Günah keçisi taşlamak bakışı ötekine çevirip sabitleştiren bir kısır alışkanlık.

Dikkati bu devrin öncesine çevirmeye çalıştığımda gelen karşılık da değişmiyor:

“Evet ama bu kadar değildi! Bunlar..”

O halde fark nitelik değil de nicelik mi? Eğer öyleyse iktidar kadar onu da içine alan bütüne bakmak gerekmez mi? Şahısların, partilerin parçası olduğu sistemik işlevsizliğe? İğneyi  kendimize batırmamız? İktidarın devasa bir ekrana yansıttığı davranışların mikro izlerini bir yol da kendimizde görmemiz?

Günah keçisini daha ne kadar taşlayacağız? Bu bizi hayal edilen önceki zamana döndürecek olsa bir daha böyle bir yıkım yaşamamayı hangi açık yürekli, açık zihinli temelden yola çıkarak becerebileceğiz?

Demokrasiden anladığımız topu çevirip aynı oyuna devam etmek mi kalacak?

İşitilmeyen, en fazla sevimsiz bulunan sorular bunlar. Çoğu zaman sormuyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder