Yürüyüş dönüşü sahilde gıcır gıcır bir BMW’nin yanından geçtim. Siyahı ışıldıyor, koltukların sarı-bej tok derisi ben pahalıyım diye çalım satıyordu. Statü, prestij, kendine güven, üstünlük, hepsi ondaydı. Çenesi ileri, burnu havaya bakıyordu.
Yenisin, dedim. Yepyeni ve kibirli.
Ama dur hele!
Ve bir stüdyo mikserinin tizlik düğmesiymiş gibi zamanı
ileri itmeye başladım hayalimde.
Gövdesi kirlendi, sağında solunda yara bere, siyahı
soldu. Koltuklarının çatlayan derisine kir doldu. Modası geldi geçti.
Ne verdiği gurur kaldı ne aldığı hayranlık.
Yaşlı bir metres gibi, yerine yenisi de konamadan bakımı
masraflı bir eski nesneye döndü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder