Mimarlık okuyup turizm yapmış. El attığı alanlar bu ikisi arasında genişçe bir yelpazeye yayılıyor.
“Sorarlar bunu da nereden bildin diye. Merak,
derim. Öteden beri merak duydum. Hatırlıyorum, ilkokulda çocuklar ders
aralarında top peşinde koşarken ben gider, köşedeki kestane kebapçıyı ya da
yeni kantin binasının ahşap iskeletine tel örgü raptettikten sonra sıvasını
yapan sıvacıyı öylece dikilip uzun uzun seyrederdim.
“Nasıl oluyor? Nasıl yapıyorlar? Peki neden
öyle?”
Merak öğrenmeye, öğrenmek bilmeye, bilmek sorun
çözmeye götürmüş.
Sıva yapmaktan kestane pişirmeye, yapı
izolasyonundan marangozluğa, döşemeciliğe..
Bahçeye bir şeyler ekip dikmeye, ağaç budamaya
usul usul yaklaşıp toprağın, bitkilerin dilinde giderek akıcılaşmasına ben
tanık oluyorum.
Yelpazesini geniş tutmaktan, bir işte
öğrendiğini ilgisiz görünen başka birine aktarmada yararlanıyor.
Öğrenmekten de bariz bir zevk alıyor.
Merak belki kediyi öldürür ama o, ilgiyle açıklıkla,
iştahla yaşattıklarından.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder