3 Ocak 2023 Salı

MAMUT DİŞLERİ

Rehberlik sonrası turlarından birindeyim. Altı çift Almanla Çanakkale taraflarına gidiyoruz. Elimde bu turların hiçbirinde olmadığı gibi ne gezeceğimiz, kalacağımız yerlerle tur programı ne de isim listesi var. Bana gölge bir eşlikçi olarak katılan eski bir rehber neredeyse boş otobüsün arka tarafına geçiyor. Ben boylarda, sırım gibi, başka bir dilden rehberlik yapıyor. Aramızda tatlı bir çekim.

Almanlarla rahat bir iletişim kuruluyor. Bu benim için kendimi içinde bulduğum bir tur, onların da gezmek dışında fazla bir beklentisi yok. Zor olmayacak.

Tam şoföre geceyi nerede geçireceğimizi soracakken otobüs birden duruyor. Bu da ne?! Yol kenarında geniş (belki 20 x 20 m) bir zemin. Ak mermerden. Grimsi kalınca kenar süslemesiyle tertemiz, cilalı. Alacakaranlıkta çiğ beyaz bir ışıkla aydınlatılmış. Gruba bir şey söyleyemeden önden gidip ne olduğunu çıkarmaya çalışıyorum. Sağ köşeye bir çift mamut dişi yerleştirmişler. Devasa. Kahverengi. Metal askısı içinde bir sanat eseri gibi. Soluk kesici. Burası bir tür sunak olmalı. Diğer köşede bir metin tabelası var ama ona geç kaldım; turistler de geliyor ve oraya yöneliyor. Hepimiz girdiğinde zeminin etrafında dört duvar ve ikinci bir kat yükseliyor. Bir rekonstrüksiyon bu. Bir vakitler yapılmış süslemelerin taklidiyle yapı yeniden canlandırılmış. Duvar kağıdı dokulu kaplamanın koyu yeşil-lacivert zemininde timsah gagalı tuhaf kuşlar, dallar.. Üst kattayım. Gölge rehber yanıma gelerek Noel çelenklerini çok andıran kırmızı süslü çam dallarını işaret ediyor. Vay canına! Bu gelenek sandığımızdan da eskiymiş ha?! Durduğumuz yer loş, ellerimiz birleşiyor. Yanımıza gelenlerle hemen ayrılıyoruz. Süsleri onlara gösterecekken yine hiç habersiz sofraların kurulduğunu görüyorum. Oval biçimli iki kocaman ziyafet masası donanmış, bizi bekliyor. Akşam yemeğini burada yiyeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder