Sıcaklar kudurdukça ortalıkta görünmez oldular. Duvar diplerinden, kuytulardan süzülüp gölgeleri izleyerek ayak altından, güneşten olabildiğince kaçınıyorlar. Ufaldılar da, zayıflayıp küçülüyorlar. Hayatiyetlerinden geri kalanı bedenlerinin hiçbir parçası diğerine sürünmeyecek, sıcağı körüklemeyecek şekilde serince zeminlere yayılarak korumaya bakıyorlar.
Yine de. Nereye nasıl
serilirse serilsin, karşımdaki kedi.
Bizimkinin kaçta biri
gövdesi bizimkinin kaç katı kas ile donanmış. Esnek, kıvrak. Düşme kalkma,
kıvrılıp bükülme konusunda insanı yanında alabildiğine hantal bırakıyor.
Bunca kas müthiş bir
hareket yelpazesi bahşetmekle kalmamış; kediye ifadesinde (yüzünün, bedeninin
aldığı biçimlerde) de bütün bir repertuar kazandırıyor.
Onu bir hareket bukalemunu
yapıyor!
Avladığı ne varsa -ve daha da fazlası- suratının, gövdesinin girip çıktığı biçimlerde bir belirip kayboluyor.
Yılan gözlü
Fare duruşlu
Kuş çırpınışlı
Kertenkele sürünüşlü
Sardalye esintili
Tavşan kılıklı
Terbiyeli bir saray atını
andırır..
Başka hayvanların türlü
halleri üst üste binen saydamlar da sanki, kedide akışkan bir şekilde birbirini
kovalıyor.
Kedi Duman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder