5 Temmuz 2021 Pazartesi

BARBARA

Koy tekne dolu. Bu yaz halk plajının güvenlik sınırından epey açığa demirliyorlar, böylece bulaşık suları yüzdüğümüz yere gelmiyor. Sınırın bir iki metre dibinde oluşu dikkatimi çekti ilk. Kafamı sudan çıkarıp kıç-yüze gelmemle sen de kimsin?! dedim. Bir daha baktım.

Ne tuhaf şeysin öyle!

Bir motor bot. Ama.. gördüklerimin en sakili. Enli, kısa, küt kıçlı. Yuvarlak ve dörtgen, lombozları hizalanışta da bir çizgi tutturamamış. Ve üzerine kat çıkılmış. Genişlemenin yapılarda kalmadığını burada teknelerde gördüm. Tepeleri korkulukla çevrilip üzerlerine tente geriliyor -şimdilik elde olan bu ama yakın bir gelecekte yanlarına mürettebat için ek, onun üzerine de misafirler için kamara çıkarlarsa şaşmayacağım.

Beyaz. Adı Barbara. Gözkapağı tembelliğine tutulmuş gibi bir kısmı bej, bir kısmı beyaz olan güneşliklerinin yarısı indirilmiş. Güldürdü beni.

Alabildiğine sakil evet ama nasıl da kendinsin, albeniden yoksunluğun içinde yekpare.

Masum?

O mu çirkinliğiyle şefkat uyandıran?

Çıkma katın bir altında biri doğruldu, kalkıp örtüsünü silkti, katlayıp kaldırdı. Aşağı indi, iskele tavasındaki açık kapıcıktan içeri girdi. Uca kadar yüzüp dönüşümde kapıcık yine açık, etraf hela kokuluydu.

E yani Barbara, dedim gülerek. Gazını da burun dibimizde çıkarmasan.

Bu sabah diğerleriyle aynı uzaklığa çekilmişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder