Krishnamurti’den:
“Bir
sesi nasıl dinlediğinizi merak ediyorum. Ses, yaşamımızda önemli bir rol oynar.
Bir kuşun, gök gürültüsünün, denizin ardı arkası kesilmeyen dalgalarının sesi,
büyük bir kentin uğultusu, yapraklar arasındaki fısıldaşma, kahkaha, çığlık,
bir sözcük… Bütün bunlar sesin girdiği biçimlerdir ve bunlar yalnızca müzik
olarak değil, gündelik bir ses olarak da yaşamımızda olağanüstü bir rol oynar.
Kişi çevresindeki sesi, kalabalıkların sesini, o uzak müziği nasıl dinler?
Kendi gürültüsüyle mi, yoksa gürültüsüz mü?
Çoğumuz gevezeliğin, fikrin, yargılamanın, değerlendirmenin,
isimlendirmenin kendimize özgü gürültüleriyle dinliyor ve asla olguyu
dinlemiyoruz. Kendi gevezeliğimizi dinliyor, gerçekte dinlemiyoruz. Bundan
ötürü dinlemek, gerçekten dinlemek için zihnin son derece sakin ve sessiz
olması gerek. Konuşmacıyı dinlerken kendi içinizdeki söyleşiyi sürdürür, kendi
görüşlerinizi, fikirlerinizi ya da vargılarınız, değerlendirmelerini ortaya
koyarsanız aslında konuşmacıyı hiç dinlemezsiniz. Yalnızca konuşmacıyı değil,
kuşları, gündelik yaşamın gürültüsünü de dinlemek içinse belirli bir dinginlik,
belirli bir sessizlik olmalıdır.
Çoğumuz sessiz değil. Kendi içimizde bir
konuşma sürdürmekle kalmıyor, sürekli konuşuyor, sonu gelmezcesine konuşuyoruz.
Dinlemek için belirli bir alan, boşluk duygusu olmalıdır. Kendi içimizde
gevezelik ettiğimizdeyse dinlemeye yer kalmaz. Dinlemek, belirli bir sükunet,
sükunetle dinlemek de belirli bir disiplin gerektirir. Çoğumuz için disiplin,
kendimize özgü gürültünün, kendi yargımızın, kendi değerlendirmemizin
bastırılması demektir. Gevezeliği hiç değilse bir an durdurmak için baskılamaya
çalışır, bunu yaparken de konuşmacı ya da kuşu dinlemek için çaba harcarız.
Disiplin çoğumuz için bir tür baskılama, belirli bir kalıba uyum sağlamadır.
Sesi dinlemek içinse her tür kontrolün, baskılamanın doğal bir biçimde ortadan
kalkması gerekir. Dinlemişseniz kendi gürültünüzü, kendi gevezeliğinizi kesip
sükunet içinde dinlemeyi olağanüstü zor bulmuş olmalısınız.”
Kendini Bilmek, İlişki Üzerine, Hazzı Öğrenmek,
Jiddu Krishnamurti, Sistem Yayıncılık, çeviri bana ait
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder