Paul Craig Roberts Yeni
Muhafazakar Tehdit’te Amerikalıların inançlarının temelinde çokluk duygular
olduğunu söylüyor.
Dışından (politikalarından doğrudan etkilenen bir bölgede
olduğuma göre dış-içinden mi demeli
yoksa?) seyrettiğimde bunun ne kadar böyle olduğu ayan beyan.
Facebook’ta Amerikalı arkadaşlarımdan 8 Kasım seçimi
öncesi sesi en ateşli çıkanlar Hillary Clinton taraftarları. Tüm “demokratlıklarıyla”
karşıt görüşlere kapalı, tahammülsüz. Kapıyı başka’ya kapayıp sürgüleyecek
kadar adaylarıyla özdeşleşmiş. (Bana, ola ki propagandanın ötesine geçseler,
şimdi savunduklarıyla dehşete kapılıp kapıyı o zaman da buna kapatarak
sürgüleyecek gibi gelenler.)
Sadece Amerikalıların mı?
Roberts’ın duygu dediği, kaotik, rastgele, çok parçalı
bir oluşumun görünen yüzünden ibaret aslında. İnsanın ömür boyu oradan buradan sezgiyle,
içgüdüyle, koşullanmayla, taammüden ve bilmeden topladıklarının irili ufaklı mıknatıslar gibi
hayattan benzerlerini, bunları destekler görünenleri çekip yapışarak kendi
kendini çoğalttığı, büyütüp pekiştirdiği bir oluşumun.
Bir kez hızını aldığında insanın inanmayacağı hiçbir şey
bırakmayan işleyişin.
Bunun böyle hiçbir inandırıcılığı, saygınlığı olamayacağı
için üzerine kiminde çuval bezinden yapılma, kiminde Christian Dior
süzmeliğinde duran bir akıl-mantık kılıfı geçirmek gerekiyor. Adına da ne
oturaklı çağrışımları olan İnançlar!
demek.
Yeni
Muhafazakar Tehdit yoğun, köklü propagandanın, Amerikan
üstünlüğüne kayıtsız şartsız inancın temelini kanırta kanırta sorguluyor. (Geçenlerde
iltihaplanan dişetlerime girişen hekimin sonunda sağladığı rahatlamayı
çağrıştırarak hah şöyle! dedirtiyor.) Sonuçta kendisi de başka bir propaganda ama
yapışan ağdayı taze bir ağda parçasıyla çıkartmak gibi; çuvalların, Christian
Dior’ların sıyrılıp gidip yerlerini düz seyre bırakmasının
özgürleştiriciliğiyle.