18 Mayıs 2016 Çarşamba

BAĞIMLILIK ETÜDÜ -3

Yorgun, sıkkın, sevinçli.. durup bir sigara yakacak, derin derin içine çekeceksin, öyle mi? Sigaran seni nefesin kadar şaşmaz bir şekilde düz, güvenli bir yere götürecek. Keyfine ortak, keyifsizliğine derman olacak. (Tabii zihninde bu iyi şeyler olurken o iş için yapılmamış bedeninde süren yıkım gözünden de gönlünden de ırak tutulacak, buna dikkat çekilmesi, bedeninin verdiği sinyaller hoş karşılanmayacak, tez elden bir kenara atılacak. Bağımlılık çelişki kaldırmaz; seçeceksin ya zihnin oyunlarını ya bedenin gerçeğini.)

Aslında mesele gelip bir tek şeye dayanıyor; anı itirazsız yaşayamamaya.

İlle meşgul olacağın, oyalanacağın bir şeyler olacak. Bunlar sağlıklı (bedene de zihne de iyi gelen) şeylerse ne âlâ.

Mesela sigaranın yerini bende gayet doğalca flüt aldı. O da el ve nefesle ilgili. Üstelik zehir çekeceğine çaldıkça güzelleşen sesler üfle!

Ama asıl özgürlük sağlıksızın yerine konulan sağlıklının da altına inip an ne getiriyorsa onu yaşayabilmekte.

Sıkıntıysa sıkıntı.

Aşırı sevinçse sevinç.

Heyecan, kaygı, korku ise bunlar.

Zorlandığında oraya buraya çark etmeden, sigarana, telefonuna, flütüne, kamerana, alışkanlıklarına can simidine sarılır gibi sarılmadan yaşayabiliyor musun yaşayamıyor musun?

Ve boşluğa dayanabiliyor, ayık, uyanık kalabiliyor musun?


Tıka basa doldurulmamış haline boşluk deyip geçtiğin Yaşam çünkü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder