İnternet’te blok flüt için bir egzersiz sitesi buldum.
Uzunlu kısalı, kolaydan zora 47 alıştırma.
Gidip bir müzik defteri aldım. Oturup kolları sıvadım.
Dilim bir kenardan sarkmış, burnumu kağıda neredeyse yapıştırarak, çarpık
çurpuk yazımla yakın akraba düşen notaları çamaşırlar misali bir bir tellere
asmaya koyuldum. Elimin altında olsunlar.
El kolaylığı olmayan biri için dikkatin yanı sıra sabrın
da alıştırması bu.
Pekala, dikkatim senin! Yani çoğu zaman. İnsanın aklı
başka yerlere de kayıyor haliyle.
Şunlara
bak.. Acemi fırıncının hamur topakları gibiler. İrili ufaklı, kimi o yana kimi
bu yana yığılmış.
El yazısının niteliğiyle elin bir müzik aletinde kullanımı arasında bir ilişki var mıdır acaba? Varsa çalışımı çok da parlak bir gelecek beklemiyor..
El yazısının niteliğiyle elin bir müzik aletinde kullanımı arasında bir ilişki var mıdır acaba? Varsa çalışımı çok da parlak bir gelecek beklemiyor..
Araplar
kendi müziklerini sağdan sola mı notaya geçirip okur? Ya Çinliler,
Hintliler?
Her birini özenle yuvarlamaya çalışırken isimlerini de
söylüyorum. Özellikle Re’den sonrasını nadiren kullandığım ince sesleri.
Böylece deşifre etmede de kolaylık olur.
Gamları böyle görmek, elden geçirmek, sonra da çalmak ozmos
yoluyla temel armoni fikrini de kazandırıyor olmalı.
Usul,
düzenli gelgit dalgalarına benziyorlar. Birinci basamaktan başla, altıncıya
çık, dön, ikinciden yediye..
Basitten karmaşığa doğru ilerledikçe yeni girdiler
ekleniyor. Sesler ve eslerin değişen uzunlukları, yarım sesler. Çetrefilleşen
nota değerleri.
Artık
kaçarın yok. Tempo konusunu babanın her yemeğinde değişen ölçek anlayışıyla
götüremezsin. Bir pastacı gibi kesin olmalısın.
Hepsi bir yana, blok flütün sınırlı perspektifinden
bile ne müthiş bir dilin kıyısında durduğumu hissediyorum. İçim eriyor.
Kalemi bırakıp karaladıklarımı üflemek ise bambaşka.
Hepsini bırakıp meditasyona oturduğumda, rengarenk
seslere dönüşen, kıvrım kıvrım hareketle boşluğa melodiler salan nefese
hayranlık ve şükranla veriyorum dikkatimi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder