Sophie Hassfurther tenor sax, Oğuz Büyükberber
bas klarnet, takılıyorlar.
Ben de onlarla.
Yılın ilk günü. Ortalık diğer köyümdeki kadar
sessiz. Zaten erken kalktım ama kaçta uyanırsam uyanayım, güne elektroniksiz
uzun bir geçit açarak başlıyorum. Postaya, medyaya saldırmadan. Kedilerin hiç
aceleye getirmediği gerinme fasılları gibi. Algılarımı salağa çevirmeden önce
kulak veriyorum.
Bugün ne alemdesiniz bakalım?
Kulak vermek sessizliğe alan açmak demek.
Yavaşlığa. Sükunete.
*
Sax ile klarnet de öyleler. Birbirlerine kulak
kesiliyor, alan açıyor, birlikte akıyor, çakışıyor, zıtlaşıyorlar. Sadece
ikisi. Artmaz ama yeter.
*
San Francisco’da yaşayan üç genç girişimci bir
dopamin perhizi geliştirmiş. İsim yanıltıcı diyorlar; dopamin işin sonu,
aslında uyaran perhizi bu. Telefon, tablet, bilgisayar, tv vb. yoluyla maruz
kaldığımız uyaran bombardımanı öyle sarhoş edici ki uyarım eşiğimizi
yükselttikçe yükseltiyor. Madde bağımlılığında olan burada da oluyor. Dozun
durmadan sıklaşıp yoğunlaşması lazım ki eşiğin altında derinleşen o boşlukta
yok olup gitmeyelim -bağımlının kafasının bir köşesinde bunun korkusu yok
mudur? Sanki dipsiz, karanlık bir boşluk seni ham etmek için dev ağzını
açmıştır. O telaşla telefonunu dürtükler, müziği açar, bir sigara daha yakar,
kendini insanlar arasına atarsın.
*
Mind Like River albümünün bir parçası Contemplating.
Zırt diye bir sonuca varmadan, varılmış
sonuçlarla soluğu kesilmeden düşünmek. İzlemek daha çok. Söz kesmeden, maymun
gibi daldan dala atlamadan.
*
Uyaran salağı olmanın belki en kötü tarafı, karşımdakinden
geçtim, kendime yabancılaşmak. Durup alan açmaz, kulak vermez, zaman tanımazsan
kime, neye, nasıl yaklaşabilirsin ki? Hep bir ağızdan ötüşür, teğet geçer
gideriz öylece. (Sonra da serbest doğaçlamadan nefret ederiz değil mi? Oysa bunda
şu perişan, kulaksız kafalarımızın sese doğrudan bir tercümesini de bulmak nasıl
da mümkün.)
*
Noises, Sounds and Sweet Airs
Şeker ya da yağ (salça) damak eşiğini nasıl yükseltirse,
kesintisiz uyaran da algıya onu yapıyor. Eşik çoktan toksik bir hal alırken
altı ölümüne yavan geliyor.
San Francisco’lu gençlerin dopamin perhizi
benim de kaç kez sınadığım, sonuç veren basit fikre dayalı: Bağımlılık
davranışını kes. Algı/tatmin eşiğin normale dönsün. Sonra bir daha bak bakalım
yavan ne, sıkıcı ne, sessizlik ne?
Ve dahi kaygı, endişe?
Boşluk ve karanlık?
*
Wild Waves Whist
Damağını geri al. Sadeliğin tadını.
Paçavraya dönmüş dikkatini geri al. Yekpareleşsin,
soluğu uzasın.
Asıl tatmin yolun o. Saatlerini verdiğin aptal
saptal hayvan videoları, ıvır zıvır, o ne dedi bu daha daha ne söyledi
bahanesiyle yapıştığın ekranlar değil.
*
3D in the Dark
Zihin gerçekten su gibi.
Bazen buharlaşıyor
Bazen akıyor
Bazen maskara kalıplara doldurulup donduruluyor
Bazen de ne var ne yoksa önüne kattığı gibi sel
olup gidiyor.
Çağıldaması can katıcı.
Akıştan kopup yeşil kaymaklar bağladığında ise
kokusundan yanına yaklaşılmıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder