Uzun yola koyulurken arı kovanına dönmüş kafamı durultmak
için kıyısına oturdum.
Bir süre görmeden baktıktan sonra suyun beni içine
aldığını hissettim.
Görerek bakmaya başladım. Güzelim camgöbeği rengine. Akış
yukarı izledim. Taş köprünün diğer yanında sakin, usulken köprünün altından
geçip yolu kaskatı kayalarla kesildiği an çağıltısı başlıyordu.
Bir şey anlatıyor!
Irmağa güven. Su yolunu bulur. Şurada yolu kesiliyorsa
girdaplanıp köpürerek yatağını başka yerde açar. Gider, denize kavuşur.
Göksu bu!
Sözüm ona kutsal seferlere çıkmış ne Frederik
Barbarossalar boğdu.
.
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder