ABD-Norveç sınırındayım. Özenle biçilmiş yemyeşil çimlerle bir çiftliğin çitsiz arka bahçesi burası. Muazzam bir falez üzerinde. Aşağılarda duru mavi deniz. Gözüm onda. Tek katlı, yalın, güzel bir çiftlik evi. İçinde çok yaşlı bir kadın oturuyor, pek görmüyor ama biliyorum. Kahya (herhalde) geliyor. “Sınır çizgisini Yaklar oluşturuyormuş, öyle mi” diyorum. Aynı anda gözümde canlanan resim: Boynuzları Afrika antilobunu andıran, bir yandan otlarken durmadan yer değiştiren apak Tibet öküzleri. İçimde bir yanımın irkilerek geri çekildiğini hissediyorum. “Bunu da nerden uydurdun şimdi ayaküstü” der gibi. Ama büyüsüne kapıldığımız kurgu bir anda gerçek gibi gelmeye başlıyor. Kahya ise şaşırıyor hafif. Bilmiyordum, diyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder