12 Aralık 2021 Pazar

YAĞMURLARLA

Neredeyse yedi ay süren kuraklık Ekim’de şöyle bir yağmurlu bir iki günle şeytanın bacağını kırmakla kalmıştı. Asıl yağış Kasım sonlarında başladı, üçüncü haftasını, doldurdu, sonu da görünmüyor. Özellikle geceleri bastırıyor, güçlü ve uzun uzun indiriyor.


Yeşil örtüsü olmadık yerlerden (kaldırım taşlarının araları, kayaların üzeri) fışkıranlarla genişledi, kiri tozu yıkanmış, toprağı diplere doğru suya doyarken zümrütleşti. Güneşin bir görünüp yarı saklandığı anlarda göklerdeki ışıkçımızın bu zümrüt zeminli sahnede oynadığı ışık oyunları soluk kesici. Güneş çokluk doğup battığı anlarda yüzünü gösteriyor. Sabahları sis, pus sarıyı dalga dalga yayarken akşamları turuncu 32 dişiyle gülüyor, kızıla bir göz kırpıp yerini çöküveren karanlığa bırakıyor. Aradaki zaman bulutların yüksekliğine, yoğunluğuna bağlı. Açısı durmadan değişen birkaç projektör sahneyi histen hisse kaydırıyor.

Fırsat bulduğum an çıkıp yürüyorum.


Yürüyemediğim zamanlar uzadığında içim karıştırılmamış çorba gibi dibini tutuyor.

Toprak için yağmur neyse beden için hareket o.

Ne dersin Işıkçı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder