Döndüm öbür yanıma:
Onun gibi (https://aksi-seda.blogspot.com/2021/12/damardan.html) fırtına
şiddetinde değilsin ama sen de ince uçlu bir dişçi matkabı gibi çalışıyorsun.
Vızıl vızıl, yüksek devirli. İşkilli, vesveseli. Oyucu. Fren pedalı üzerine
yerleştirilen bir tuğla gibi bazen.
Pandemiyle dönüşerek
belirginleştin. Önceleri diplerden sağduyulu bir küçük ses olarak işitir, attığım
adımlarda, davranışlarımda kararında bir ihtiyat olarak gözetirdim seni.
Şimdiyse ya ben zayıfladım ya sen güçlendin, beni adamakıllı yönetiyorsun.
Koruma, sakınma, bunlar
tamam, kaygılar da ama hepsi bir ölçü, oran meselesi. Sen fazlasıyla diken
üzerinde oldun.
Gevşe biraz, çözül,
rahatla. Her yaşadığımın altında bir bityeniği (sorun, hastalık, aksama)
aramaktan vazgeç.
Daha doğrusu ben
gevşeyeyim, çözülüp rahatlayayım da sana gerek kalmasın.
Yararla zarar, destekle
köstek arasındaki fark bazen kıldan ince.
Sence de ikincilerden yana
kayar olmadık mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder