Son kalanlar ayıklanırken
piyano da görücüye çıkacaktı. 78’de Prag’dan belki öğreniriz belki satılır diye
alınmış bir Petrof. Yaslandığı duvardan gövdesi, pek az açılan kapağıyla ruhu
hiç kımıldamamış, akortu da düştüğü yerden düşen ama ışıl ışıl bir saz.
Kardeşim fotograflamam için kapaklarını açar, şaşırtıcı işçilik grafik çağrışımlar
uyandırırken içinde bir kalıp da sararıp taşlaşmış Hacı Şakir buldu. Sabun değerlendiren
bir aileyiz. Kirli sepetlerinin dipleri rengarenk, katman katman ele gelmez
olan sabun kirtiğiyle kaplıdır. Kokuya karşı, böceğe karşı, israfa karşı sabun.
Bunca işin yanında bir de
yasa iyi gelse ya. Yürekleri hafifletse, siyah-beyazlaşan algıyı geri renklendirse,
için içi yemesine engel olsa.
Biri diğerinden medet
umacakken biri sessiz bir piyano, diğeri su yüzü görmemiş sabun, iç içe ve
alakasız, kırk yıl aynı evde yaşamış gitmişler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder