25 Şubat 2013 Pazartesi

ESKİT!

Yok yok, bunda bir eksik var diye söylendim. Yarı içimden. Ve daha daha yeni ne var diye açıp derinliklerinde kaybolduğum web sayfayı kapadım.

Yeni müptelalığı. Yeniden yeniye atlayıp durmak. O meyveden daha tazesine, daldan dala genç bir maymun gibi sıçramak.

İnsene yere. Ağacın gövdesinde bir otur. Elindekine bak, gerçekten bak. Evir çevir. Zaman ver ona, alan aç. Bırak, o sana dokunsun, sen ona. Birbirinizin kimyasını değiştirin.

Kal!

Usulca doğup yavaş yavaş alıp yürüyen keşif sevdasını, sürebildiği zaman kısaldıkça kısalan, eh, seni de kısaltan gelip geçici heyecana trampa etme. Seni pişirecek, kıvamlandıracak olan o.

Seçmeye değer olan da.

Tabii eğer istediğin yarı çiğ, sığ, yüzeyden sekip sekip gitmek değilse.

Edinmek değil de kalmak, olmak ise.

*

Bit pazarı tam da içimde bunların dumanı tüterken geldi. Verdiği his de ona göre oldu.

https://plus.google.com/photos/118198168542066911108/albums/5848782700031465073?authkey=CM-5hdvfjrnn_gE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder