Bazen yaprak kımıldamıyor insanın içinde.
Bir şeyin diğerlerinden, istemenin istememeden farkı yok.
Hareket sıfırlanmış, yelkenler suda.
Perde perde ama bu hal. Koyusunda umutsuzluk var. Suyunu çektiği gibi dibini tutan kerpiçleşmiş kara mercimek yemeği gibi.
En açığı tatlı. Hemen üzerindeki güneşin yaygın mat ışığı, hiçbir yerinden delinmemiş sabah sisini yırttı yırtacak. Şurada gür bir kuş ötüşü, burada parlayıverecek bir asfalt parçası, bir telefon, selamlaşma, çakıveren bir düşünce, eşitliği bozan bir duyguyla..
Yaşlanmanın bir getirisi de bu.
Ayaklarını uzatıp beklemeyi öğrenmek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder