1 Mart 2022 Salı

SENİNKİ BENİMKİ

Rus işgaliyle binlerce insan komşu ülkelere sığınırken kalbur da bir o yana bir bu yana sallanmaya başladı.

Sosyal medyada Batı’dan derlenmiş yorumlarda bunların Suriyeliler ya da denizi aşıp gelenler gibi olmadığını, “senin benim gibi insanlar” olduğunu vs okudukça öfkelendiğimi hissettim.

İnsan dediğin beyaz, Hıristiyan, en aşağı orta sınıf olmalı ki kapın açılsın öyle mi!?

Sonra bir durul dedim kendime. Bu, kişi kendini akıntının tersine yüzerek esaslı bir farkındalık ve çabayla eğitmedikçe ham insanlık hali. Onlar hiç değilse “din kardeşlerine” ve şimdilik kabul gösteriyor ya biz? Eşit ekonomik koşullarda tepkimiz ne kadar ve nasıl değişirdi peki?

*

Şef ve Verbier Festival Orkestrası yönetmeni Valery Gergiev’in Putin yanlısı görüşleri konusunda Ukraynalı arkadaşım tavrımızı sormuştu. “Sanatçının ahlaki pusulası olmalı mıdır? Yoksa sanat her şeyin üzerinde midir?”

Tam da sanatı her şeyin üzerinde görmediğim için sanatçıdan sanatı dışında bir beklentim olmadığını yazdım. Kamuya mal olmuş insanların belirli bir etkisi olduğunu kabul etmekle birlikte bunu gözümde fazla büyütmediğimi. Her ne kadar soylu, doğru, evrensel olduğuna inansam da kendi görüşlerimi, tavrımı yansıtmasını beklemenin hepimiz kadar yanılgıya açık ölümlüler olan sanatçıların omuzlarına yüklemediğim bir yük olduğunu. (Gerçekten de, evimi yaptıracağım mimardan benimle aynı şeyleri kınamasını bekler miyim? Diş hekimimden belirli bir tavra benimle birlikte karşı çıkmasını? Görüş şiddete dönüşmediği sürece düşünceden ibaret kalır. Polisliğine kalkışır mıyım?)

Verbier Festivali açıklamasında (https://www.verbierfestival.com/en/media-release-2022-02-28/?fbclid=IwAR3vCBXbvBSM9e7-EIJfr1DDjj3b-DFCkyP8sN3WXw4JoG431V0eHZA22IU) şöyle denmiş:

“Verbier Festivali çalışanları, idarecileri ve yönetim kurulu Rusya’nın Ukrayna karşısında sergilediği korkunç saldırganlığı şiddetle kınamaktadır. Rusya rejiminin Ukrayna halkına dayattığı ihlali üzüntü ve dehşetle izlemekteyiz. Onlar ve saldırganı geri püskürtme cesaretleri için dua etmekteyiz. Verbier Festivali öteden beri müzik aracılığıyla genç ve yaşlı her millet, kültür, geçmiş ve inançtan insan arasında köprüler kurulmasını desteklemiştir.

Dönüp bir daha okudum, hayır, vurguladığım kısım gerçekten böyle.

E hani her inançtan (bu içine görüşleri de almaz mı?) insan arasında kurulacak köprüler?

Savaşla birlikte müthiş bir siyah-beyazlık, tarafgirlik ve kendi safından, görüşünün haklılığından hiç kuşkusuz bir emin olma hali baskınlaşmaya başlıyor.

Ahlak polisliğinin ne kadar tuzaklı bir görev olduğu sakin kafayla idrak edilmiş olsa da bu ateşli ortamda unutulup gidiyor.

Neredeydi bu ahlak pusulası şaşmaz zevat Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, oluk oluk kanayan Yemen’de?

*

Yuval Noah Harari, tarih anlatılarımızdan başka bir şey değil derken haklı. Anlatılarımızın temeli, can damarı da neyi kendimizden sayıp saymadığımız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder