“Bu evrenin durmadan içinize söylediklerini işiten bir
kulaktan ibaret olmalısınız.”
Dov Baer
Kitaba elim, mıknatısa çekilen topluiğne
tereddütsüzlüğüyle gitti. Kenny Werner gibi bir müzisyenin söylediklerine kulak
kesilmeye değer.
Zahmetsiz
Ustalık müzikle uğraşanlara yazılmış olsa da yalnızca onlar için
değil. Başka sanatlar kadar sıradan işleriyle de yaşamın herhangi bir yönüne
aktarılabilir bir yaklaşım.
Kitap, çocukluğu ve gençliğinde dikkat eksikliğinden hayli
çektiği anlaşılan Werner’in bu illetin bir neden değil sonuç olduğunu keşfinin de
hikayesi.
En derin anlamıyla öğrenmekten
neden uzaklaşıyoruz? Yaptığımıza can, ruh katacak bu süreç neden tatsızlaşıyor,
geçiştirilen ya da üstünkörü yapılan bir şeye dönüşüyor?
Dikkatimiz, dikkatimizle birlikte enerjimiz nerelere saçılıp
çarçur oluyor? O kadarla kalsa belki yine iyi; nasıl bir sahte benlik
yaratıyor, özümüze yabancılaşıyoruz?
Neden an’da kalamıyoruz?
Peki korkular, beklentiler ve bölünmüş, kendinden
uzaklaşmış benlikten yükselen daimi içsel gürültü kesilse nasıl olurdu?
Yaratıcılığı, doğallığı, akışı engelleyen zihinsel gürültü
nasıl aşılabilir? Çalarken, doğaçlarken, eylerken zahmetsiz ustalığa nasıl erişilebilir?
Esaslı sorular ve yanıtları.
Kenny Werner bir müzisyen ustalığıyla ve zahmetsizce gündelik
ile aşkın (transandantal) arasında gidip geliyor. Yüzeysel benlik ile öz
arasında mistik, Budist geleneklerden beslenmiş, müzik pratiği üzerinden kişisel
deneyimle hayata geçirilmiş bir yol ve köprü sunuyor.
Onu izleyerek durup sessizleşip an’a döndüğümüz, işimizi
oradan gördüğümüzde kendimiz, elimizdeki ve hayatın özüyle zahmetsizce kurulan
ilişkinin hakikiliğini hissetmek ne kadar canlandırıcı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder