Apansız yakalanma ile infial, yarattığı acı, öfke, korku ve
başkaldırı karışımıyla savunma-saldırı tepkisini harekete geçiriyor. İçgüdü ve
duygu egemenliğinde bakış daralmaya, gerilimi bir an önce boşaltma gayretiyle indirgemeciliğe,
kendini haklı çıkarma cazgırlığına, siyah-beyazlaştırıcılığa meylediyor. Kendi
evimizden fazlasıyla aşina olduğumuz şey.
Şiddetin parçaladığını sarmalamak, ölümün burnumuzun
dibine getirdiğini bir araya gelerek, bitişerek uzaklaştırmak, yalnız ve zayıf
olmadığımızı hissedebilmek için tepkimizi bir ağızdan veriyoruz. Anlık bir
rahatlama, avuntu. Ardından, “haklı ortak öfke” haleti ruhiyelerimizi bir
sonraki taşkına dek raflarına kaldırıyoruz.
Oysa, The New Yorker’daki yazısında Teju Cole’un dediği
gibi, “Yas ne karmaşıklığımızı azaltır ne de sapı samandan ayırma sorumluluğunu
üzerimizden alır.”
Aşağıda Charlie Hebdo katliamından bu yana okuduğum
yazılardan, anlık deşarjın ötesini işaret eden seçtiklerim var. Kimi ucuz iki
yüzlülüklere belirgin bir tepesi atmışlıkla yazılmış, kimi sorularını sakince
soruyor. Ortak özellikleri, karmaşıklığı gözetip çuvaldızı kendine batırarak
sapı samandan ayırmaya yönelmeleri.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder