Kısa, isabetli vuruşlarıyla turnayı hep gözünden vuran bir yakınım böyle deyiverdi Facebook için.
Geçende oturdum, kurucusu cin fikirli Mark Zuckerberg ve başımıza sardığı Facebook’u üzerine yapılan filmi seyrettim, Sosyal Ağ’ı. Anlatılan o sıkıcı, akamayan, kasvetli yasal savaş değildi beklediğim. Ama gözler önüne serdiği kader cilvesi, ayırdığım zamana yine de değdi: Başına yapışanların, bağımlısı oluverenlerin 500 milyonu bulduğu bu fenomen, sosyal yandan pek yoksul büyük bir zekanın ürünüydü. Eksikliğinin hıncını çıkarma, yarasını yalama yolu.
Bir gedik onu dengeleyecek bir zeka, ardından da büyük bir taleple birleşince ortaya çıkan Facebook olmuş.
Facebook Zuckerberg’in ruh yaması.
Peki ya bizim, benim?
Ona sosyal obezite diyen yakınımın başka bir saptaması da insanın hayattaki bütün amacının “oyalanmak” olduğuydu. İnsan ilişkilerinden başlayıp inceltilmiş, yüceltilmiş biçimlerinde bilimi, sanatı, felsefeyi veren bütün bir yelpazenin oyalanma dürtüsü, ihtiyacı ile özetlenebileceği.
Aşk, tutku, arayış, yaratıcılık, idealler vb. baş tacı edilen etiketlerin bir anda soyulup çıkarılması ve geride kalanın sıradanlığı pek gönül okşayıcı değil tabii. İrkiltici. Ama onun bütün saptamalarında olduğu gibi itirazlara girişmeden durup şöyle bir evirip çevirmek de ayıltıcı.
Sonuçta insana en iyi gelen bu değil mi; şeker-çikolataya bulanmamış, damak buran gerçeklik.
Enerji en kolay akacağı yolu seçer. Arada suyu ters akıtacak, insanı sarp kayalıklara yalınayak tırmandıracak özel bir tutku yoksa yapacağı odur.
Facebook’un da sunduğu bu. Elinizin altında bir bilgisayar, biraz elektrik, bir de modem varsa bağlanın gitsin! Oyalanma ihtiyacınızı kapıya çıkıp çenenizi komşularınızla yormadan, sinemaya, kahveye kapağı atmadan oturup kaldığınız yerden gidermenin en kestirme yolu; yemek pişirmekle kim uğraşacak, damardan serumla beslenmenin.
Ah Zuckerberg, kız arkadaşınla işler bir ilişki kurmanın yolunu bulsaymışsın keşke, diyemiyorum.
Kendi yarasını yalarken zaten oracıkta olan genel ihtiyacın da kolay yoldan giderileceği yatağı açmış o sadece.
Tencere paldır küldür yuvarlanmış, kapağını bulmuş!
Biri bana Zuckerberg aslında hala o kızla dedi.
YanıtlaSilAMA bu sosyal zekasının hiç de parlak olmadığı gerçeğini değiştirmiyor. Daha fazla yazamıyorum laptopumla arama Kediş girdi...
ABD istihbaratı için Zuckerbergin bir "front man" olduğu, asıl amacın her kesin ıncığına kadar ne idüğü hakkında bilgi toplamak olduğu ("face recognition" teknolojisi ile her açıdan yüz profilinizi de çıkarmak da dahil= bknz facebook=yüz arşivi oluşturmak) iddialarını da dikkate almak gerek....facebook da hiçbir şey silinmediği gibi -hangi fotoğrafa kaç saniye baktığınız bile arşivleniyor- yöneticiler herkesin profiline ve bilgilerine rahatlıkla ulaşabiliyor...bu bilgilerin daha kimlere ulaşabileceğini artık siz düşünün
YanıtlaSilayrıca bilgisayar başından aktivistlik ile insanların "gazı" alınırken gerekli durumlarda da milyonlarca sanal aktivisti olan grupların istenilen şekilde yönlendirilebileceğini, düzenlenebileceğini ve hatta gerekirse fişinin çekilebileceğini de unutmamak gerekir...
insanları gerçek sosyallikten koparıp asosyal yapan bir virüs...aman dikkat...eldiven giymek ve fazla haşır neşir olmamak gerek
düsturları "information is gold"