Önce bitişikteki gazino, sokaktaki kuaför, trafik yaratan yerler kapandı, kıyıdaki yerler birer ikişer bunları izledi. Derken 15 Mart’tan beri hava ilk kez kapadı, celallendi ve kısa ama şevkli bir fırtınayla yağmur yağdı! Üst üste üç gün de aralıklarla sürdü. Yağmur göğün olanca toz tabakasını aşağı, yeni silinmiş camlara, yıkanmış balkonlara indirip sıvadı. Yeryüzü çamura bulanırken gökyüzü ışıl ışıl çıktı ortaya. Cilalı mavisi derinleştikçe derinleşti, polaroid dediğim keskinliğe vardı.
Sıcaklıkların ne klima ne
ısıtıcı istediği o ideal aralığa girdik. Yüzme ile yürüyüş aynı güne sığar
oldu. Yüzecek kadar sıcak, uzun yürüyüşlere çıkacak kadar serin.
Mevsimin değişmekte
olduğunun en şaşmaz belirtisi tıkanmaya başlayan flütlerim. Yazın saatlerce de
çalsam kupkuru kalırlarken giderek kısalan sürelerde sırılsıklam olup
boğuluyorlar.
İki çatı arasına gerilen
bir ipte yürümek gibi bu geçiş.
Kısa, dikkat bileyici,
algı keskinleştirici.
Zihni tembelleştiği
kanıksamışlıktan alıyor, başka, derin, söyleyeceği çok şey olan bir hale
açıyor.
Polaroidleşen göğün dengi
bir hissedişe.
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil