Biri kalemi de kıvrak bir müzisyen, diğeri kendiliğini
ilan etmiş bir yazar. Mimaroğlu’nun Ertesi
Günce’si ile Gornick’in The Odd Woman
and the City kitabını aynı sırada okudum. İkisi de New York’u dibine kadar
yaşamış, on yıllarca köşe bucak, karış karış, döne döne keşfetmiş. Mimaroğlu
güncesinde sıkça dışarı da çıksa New York her iki kitabın zemini ve arka planı.
İkisi, içinde yer aldıkları, gelip geçerken tanık oldukları, mükemmel
çerçevelenmiş gözlemleriyle bir devrin tepemize dikilmiş şehrinin şipşaklarını
sunuyor. Parçaların kısa kısalığı, çukurlara biriken yağmur suları gibi; aldatıcı
sığlığıyla birlikte kıyılarındaki yeryüzü parçalarıyla gökyüzünü yansıtarak
derinleşiyorlar.
Hoş bir kardeş okumalar oldu.
*
Ardından İlhan Mimaroğlu’nun New York Kapı Dışı Sanatı’nı aldım. Duvar resimlerine bakarak
onunla birlikte sokak sokak dolaşmaya devam ettim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder