Cep telefonundan duvar yarısı televizyonlara, bağımlısı
olduğumuz ekran, seyirlik denizlerde turist gezdiren teknelerin cam dibini
çağrıştırıyor.
Ölçülü biçili, eni boyu, derinliği belli düzlüğü,
pürüzsüzlüğüyle denizi/hayatı askıya alarak seyretmeye yarıyor boy boy
ekranlarımız da cam dipli tekneler gibi.
Çalkantılar, sarsıntılar, tümsekler, çukurlar, temas,
sıcak-soğuk arkasında kalmış, hayatın rengi, hareketini gerçekdışı çoğaltırken
dokunuşunu sıfıra yaklaştırarak güvenli bir alan yaratıyorlar.
Bağımlısı olduğumuz belki bir de bu. Islanmadan, ısırılmadan, savrulmadan,
su yutmadan oturduğumuz yerden yaşamak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder