Kımıldıyor mu hayat?
Şöyle güzelce oturtup ortasına da geçip senin kurulduğun
yerde durmuyor mu?
Öylesine rahat, güvenli, gücün gücüne denk derleyip
toparladığın, köşelerini Kutup Yıldızı bildiğin kareler orası burasından
sarsılmaya mı başlıyor?
Resimlerin sınırlarından taşarken sınırlara başka, hiç
arzu, haz etmediğin başka resimler, dengeler, öncelikler mi sızıyor?
Körün değneği bellediğin doğrular, iyi, güzeller çatlaya
çatallana başkalaşıyor mu?
Hislerin, kabulün, reddin şurada belli belirsiz, burada
sel sularına kapılmış, başını döndürerek değişmekte, sen elindeki haritayla
etrafını okuyamaz mı olmaktasın? İçin geçmişe sığınır, öfkesiyle bugüne,
geleceğe veryansın ederken hayattan ne kadar ayrı düştüğünden habersiz.
Çünkü ne ki hayat, bu bazen beğendiğin bazen beğenmediğin
kare gibi duran anların, dönemlerin durmayan değişiminden başka.
Duyguların, düşüncelerin, tanımların ve bunların ucundaki
tepkilerin o zaman bırak yaşasın. Değişsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder