Sakin bir kulaç. Sakin bir kulaç daha. İnsanlar geride kaldıkça deniz herhangi bir insan lokali (kahve, oturma odası, kapı önü, kasaba meydanı) olmaktan çıkıyor. İnsan sesleri belirginliğini kaybedip uzaklaşan bir uğultuya dönüşürken zaman hissi de silikleşiyor. Akışın tek ölçüsü, suya az bir şıpırtıyla giren kulaçlarım, açılıp rahatlayan düzenli soluğum.
Açılıp rahatlayan sadece bedenim değil. Zihnim de suda onu izliyor. Kişiliğin dar sınırları usulca eriyor. Sıkışan-sıkıştıran düşünceler, duygular dikkat alanından çıkıyor.
Şimdi sadece su ve içinde hareket eden vücudum var. İkisinin de insanla ilintisi gevşerken doğayla bağı güçleniyor.
Bir kulaç. Bir kulaç daha.
Düşünmediğim, hayvani bir yoğunlukta hissettiğim yerdeyim artık. Anın farkındalığı ve o kadar.
Yanlış basılan bir ayak gibi çarpılıp yorulan, ağrıyan küçük benliğim, insanların kıyıda kalan gürültüsü kadar uzak.
Bedenimi deniz, bilincimi bilinçaltı taşıyor.
Eline sağlık....darısı nice insan evladının başına
YanıtlaSilBen de tam bu sırada "bu kız nerede" diye gözlerimi dört açıp ufukta siyah noktacık arayıp duruyorum..
YanıtlaSilJe ne comprends rien au Turc... mais ta photo est très très belle ! On imagine le bonheur du bain ! Tahra.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil