Arabamı kaybettim. Daha önce hiç bilmediğim, ulaşıp
ulaşmadığımın da havada kaldığı bir hedeften dönüşte nereye park ettiğime hiç
dikkat etmediğimi içim kasılarak fark ettim. Şurada yükselen kat otoparkına mı
(şöyle bir bakış attığım meşum ağzı, burayı istesem de unutamayacağımı
göstermeye yetti)? Dar sokaklara adım başı açılan ufak (ama içine girdikçe
dallana budaklana labirentleşen) hemzemin olanlara mı? Bir Viyana türedisi olan
bu yerde her şey Petri kabında bakteri gibi çoğalıyor, birleşe ayrıla
karmaşıklaşıyor. Daha önce arabayla girdiğim hedefe geri dönmeye
çalışıyorum. Pencerelerden içeri sıcak şafak ışığı yayılırken arabayla
insanların yatak odalarından, nasıl olabildiyse balkonlarından geçmişim. Ses
çıkarmamaya çalışarak. Mahcup. Uyandırdıklarımsa bu mahremiyet ihlaline ne de
alışık, anlayışlı. Olgun. Büyücek Avrupa apartmanları bunlar. Yumuşak renkli.
Mütevazı ama çirkin olmayan. Hepsinin ardından yeni sürülmüş, kare biçimli, bit
kadar yeşilli bir tarlaya çıkmış. Hedef hangisi? Artan insan
kalabalığında deli danalar gibi arabamı ararken ben dolandıkça içlere doğru
genişleyerek çeşitlenen ne mekanlar karşıma çıkıyor! Yerden tavanlara bel
vermiş kitap rafları. Tıka basa ucuz baskılar, nadir ciltler. Önlerinde
çaydanlık vb nesneler. Girip çıkan kalabalık. Tanıdık insanlar, rüya insanları.
Kimler kimler! Yolum büyük bir meydana çıkıyor. Bir köşedeki lacivert tabelasında
adı yazılı: Weimar. Karşıda, arabayla daldığım apartmanlardan bitişik düzen bir
sıra. Zemin taş döşeli. Yok, yok! Geri dönüşle her yer/herhangi bir yer
olabilecek çamurlu topraklardayım; bir yanlarında yeraltı geçitlerine açılan
düzgün beton duvarlı inişler.
Artık soluk soluğayım!
Sonra birden içinden çıkılmazlığa tepeden müdahale eden
şuur hissedildi; rüyada olduğumun bilinci:
Bırak! (Uyandığında) hiçbiri kalmayacak.
Debelenme.
Rahatladım.
Kahvaltımı hazırlarken güzel rüyaymış! dedim. Yani
içeriği yorucu ama esası pek özlü. Ha rüya ha hayat.. kargaşadan birden her ne
ise o şuura dönmek panayıra son veriyor. (Sonra çağrıştı: https://aksi-seda.blogspot.com/2024/02/pim.html)
*
Dün akşam Wim Wenders’in Perfect Days filmini
seyretmiştim.