Macunsu diyecek olduğumda kıvamını bir kez daha
değiştirip pofuduk oluveriyor. Belki de öyle demeye kalmıyor, çıtırlaşıyor,
gevriyor. Pekleşmiş lapaya dönüyor. Tuzsuz keşkek mesela.
Rayihası da böyle: Değişken. Esiveren bir ferahlığı soluk
kesen keskinlik, iştahı açanı mideyi bulandıran izliyor.
Tadı desem, karışık mı karışık. Hoşça bir uyarım zehir
zemberekle yer değiştiriyor. Tatlı. Asitli. Şehvetli. Yavan.
Dilde her çevrilişte başka.
Böylece evriliyor da çevriliyor.
Çiğnenir, hadi bir parçacık çiğnendi, yutulur, yutulsa da
hazmedilir değil.
İri.
O kadar iri ki öğütücü çenesinde asıl ben bir lokmayım.
İstanbul.